İyilik deyince akla, güler yüz, hoş
görü, mutluluk, sevinç, güzel niyetler, güzel davranışlar, karşısındakini asla
kırmayacak harika insanlar gelir. Mutlak zikir kemaline mazruftur yani. Hiç
birimiz iyi ile tanımlanmış bir şeyi, gözümüzün önüne kötü karanlık çirkin
olarak getirmeyiz. İyi insan deyince de algısal olarak tanımladığımız,
gözümüzde canlandırdığımız bir insan tipi vardır. Bizim gibi bir insandır o. Kötü olanlar
başkaları, diğerleri, ötekileridir. Zaten yeterince kötü olmasalardı bizim gibi
olacak olanlardır!...
Yan yana gelmiş, bir arada duran
iki iyi insan arasında ise gizli bir çıkar ilişkisi vardır. Hiçbir iyi
insan kendisine faydalı olmayan ikinci iyi insanı ‘’iyi’’ bulmayacaktır çünkü. Bence daha çok manevi ve hatta duygusal
alanlarda bir iş birliği, karşılıklı menfaat ilişkisi üzerine kurulu olan bu
fayda ve faydalı iyilikler, iyilik budalalığı diye tanımladığım olgunun
ortaya çıkmasına neden olan en önemli etkendir.
İyi insan, en soylu duygulardan biri
olan vicdan ve merhamete başka hiç kimsede olmadığı kadar çok sahiptir. Hırs,
intikam, bencillik gibi duygular kötü insanların sahip oldukları duygulardır. Ancak
iyilik budalaları tüm kavramları ve anlamları birbirine karıştırmışlardır.
Çünkü iyilik budalaları, iyiliğin
getirdiği şan şeref ile böbürlenmek, zümresinde daha çok sevilmek, en çok
sevilmek için görgüsüzce yapılan, bu iyilik hissi başka hiçbir neden olmaksızın
herkese ve her şeye doğru içinden geliyormuş gibi gösterilmeye çalışılan bir
çeşit budalalıktan başka bir şey değildir.
Bu süper iyi insanların affetmek, anlayışlı olmak gibi
pek çok erdemli duyguları, başkalarına karşı tutarsız bir iyilik budalalığından
başka bir tavır sergilemeye cesaret edemeyişlerinden dolayıdır. çok iyi insan olmak
şan şeref getirirken bir yandan, bir yandan da işledikleri tüm günahların üstünü
sessizce örterler.
Asla seslerini yükseltemezler. Kimse için kötü olamazlar. Asla hayır diyemez,
herkesi aynı derecede severler!
Öyle ya tarih boyunca kötü
insandan daha değerli olan iyi insanın sessiz sedasız ve çok tatmin olduğu çok
değer görme duygusunu asla kaybetmemesi için kimseyi üzmemesi gerekmektedir.
Kötü İnsanlar cephesine geçip
üzerine uzun uzun yazmak isterim fakat ne yazık ki öyle bir zümre yok. Kötü
insan mı? Pek komik! Şu dünyada bir tane iyi insan vardır hepiniz o
kişisinizdir. Herkesler herkesler ise size kötülük yapmışlar, incitmişler,
hırpalamışlar ve hatta hiç de sizi anlamamışlardır… Neyse ki süper iyi insan
olarak iyilik budalaları, kinlenmek ne demek, kendisine tokat atana diğer
yanağını uzatmıştır. Aman da aman ne yüce gönüllülük!
Öte yandan bazı şeylere kinlenen
gıcık olan, bazı kötü insanlar vardır.
İyi eğitimli olmanıza, sıcak
yuvalarda büyümüş olmanıza, bırakın asgari koşullarda bir yaşamı, üzerine pek
çok lüksü yaşayabiliyor olmanıza kinlenmiş olabilirler. çocuklarınızın da iyi
eğitimli olmasına, çocuklarınıza sağlıklı ve ihtiyaçları olan gıdaları
sağlayabiliyor olmanıza, insana yaraşır işlerde insana yaraşır olanaklarla
çalışıyor ve yaşıyor olmanıza kinlenmiş olabilirler. Fakirlikleri babalarından
kendilerine, kendilerinden çocuklarına sonsuz bir döngü ile devam ederken, hiç
şans verilmemiş olmalarına sonsuz kere kinlenmiş olabilirler. Akşam evlerinde
çocuklarıyla şakalaşan bir baba, komşusuna yardım eden iyi kalpli bir kadın,
şekerini arkadaşıyla paylaşan bir çocukken kinlenmeyi öğrenmiş olabilirler.
Peki Kime
karşı kinlenir, bütünleşir, kötü olurlar?
Yırtıcı kuş örneğindeki gibi
Nietzche’nin. Kuzuları yakalayan büyük yırtıcı kuşu kötü belleyen kuzular, o
yırtıcı kuşa benzeyen her şeyi kötü, tam tersi olan her şeyi iyi bilirler.
Her nerede, nasıl, hangi yönüyle
bakarsak bakalım, hemen hemen bütün dillerde iyilik, yarar sağlayan, yararlı
kavramları ile özdeşleşti ve bu nedenle iyi kendini hep yararlı,
dolayısıyla en yüksek derecede değerli olduğuna inandırdı.
İyi deyince akla, çiçekli böcekli
renkli mi renkli bahar gibi, etrafa saçılan pıtırcıkları ile sevginin saygının
erdemin türlü soylu duygu ve düşüncenin barınağı gibi bir şey geldi. Neyse ki
iyiliğimizden emin olduk. Neyse ki mutlak zikir kemaline mazruftu
????
Hepimiz o derece haklı.
Çolpan ERDEM
Nisan 2013- Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder