Türk Dil Kurumu'na göre mühendis, İnsanların
her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı; çeşitli yapılar yol, köprü, bina, peyzaj, çevre gibi şehircilik ve imar dışı alanların ilkeleri,
bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, gemi, otomobil, motor, iş
makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda
uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimsedir. Bir İnşaat
mühendisi olan Arthur Mellen Wellington’a göre ise mühendislik,
“Beceriksiz birinin iki dolara kötü yaptığı bir şeyi bir dolara iyi yapma
sanatıdır."
Günümüz genç mühendisleri arasında ise
mühendislik düşünme sistemi ile ilgili yaygın bir fıkra vardır. Fıkrada bahsi
geçen bir topla ilgili bir ölçümde matematikçi ve fizikçinin akıl yürütmesinin
yanında mühendis olanın öncelikle kırmızı toplar el kitabını görmek isteyişi
anlatılmaktadır.
Mühendislik faydacı
bir zemin üzerine kuruludur. Bu fayda, hizmet sunan, hizmeti gerçekleştiren ve
hizmete ulaşan aktörlerin her biri için geçerlidir. Başka bir deyişle fayda;
etkin maliyet, kaliteli hizmet, kullanışlı ürün, yararlı bilgi gibi konularda
kendisini göstermektedir. Kesin kuralların, laboratuvar ortamlarının, nicel
olarak kolayca ölçümlenebilir verilerin var olduğu mühendislik gerek pratik
uygulamaları gerekse felsefesi bakımında sosyal bilimlerin doğasıyla taban
tabana zıttır.
Bauman’a göre, “sosyolojik düşünmek çevremizdeki insanları, onların
hasletlerini ve düşlerini, kaygılarını ve acılarını biraz daha iyi anlamamızı
amaçlar. O zaman belki biz onlardaki insan bireyi daha iyi görür ve kendimizin
yaptığı ve yapmaktan hoşnut olduğu şeyleri yapma haklarına, yani tercih
ettikleri hayat tarzını seçme ve uygulama, kendi hayat projelerini belirleme,
kendilerini tanımlama ve hepsinden önemlisi onurlarını kıskançlıkla koruma
haklarına daha fazla saygı gösteririz” (Bauman, 1999: 25). Mühendislik
anlayışının bunu yapmayacağı ve zaten konusunun bu olmadığı açıktır. O nedenle,
toplum mühendisliği olarak adlandırılan kavram altı doldurulmamış, ne demek
istediği açık olmayan, gerek sosyal bilimlerden ve gerekse fen bilimlerinden
uzak ve yabancı bir kavramdır. İyi bir faşist, harika bir hırsız, aşırı dinci
bir bilim adamı gibi birliktelikler nasıl bir birine yabancı ve alakasız ise,
toplum mühendisliği kavramındaki mühendisliğe yüklenen kavram da o denli
alakasızdır.
Toplumun demografisinde, sosyal dokusunda, tarihten gelen yapısında
değişiklik yapmak, tepkilerini, nefretlerini,
isteklerini, sevgilerini,
tutkularını ve kitlesel şekilde ifade ettikleri duygularını yönlendirebilmek,
kontrol altında tutabilmek olarak açıklanan bu kavramda toplum bilimciler ve
mühendisler bir an önce bir araya gelerek bu tanıma karşı çıkmalılar, bu
yakıştırmayı reddetmelidirler.
*Akbaş , Kültürel Sembolleri Yorumsamacı Bir
Bakış Açısıyla Okuma Ve Sosyal Hizmet İlişkisi adlı makalesinde Sosyal Hizmet
Uzmanlarının birer toplum mühendisi olma yönünde davranışlar sergilediğini,
polis gücü, mahkemeler ve yasalar gibi sosyal kontrolü tahkim ve takviye eden bir
görünüme bürünmekte olduğunu iddia etmektedir. Kanaatimce, sosyal hizmet
uzmanları toplum mühendisleri değil, olsa olsa statüko ve devletlerin dayattığı
politikalar dahilinde algılar ve davranışlar değiştirmede icracı olabilirler.
Elbette
ki Toplum üzerinde yukarıda bahsi geçen bu yaptırımları uygulamaya çalışan
politikacılar, devlet adamları ve bürokratlar olduğunu biliyoruz. Bu durum
küreselleşme, ekonomik politikalar ve
uygulamaların araçlarıdır. İnsanları ve insanlığı bu kötü uygulamalardan
korumak ise sosyal hizmet uzmanlarının ana gayesi olmalıdır. Bu gayeyi ancak, statükonun icracısı olmayan,
müracaatçısını ötekileştirmeyen, dışlamayan, ihtiyaçlarını doğru analiz eden
sosyal hizmet uzmanları gerçekleştirebilirler. Toplumun dışına itilen, devletin
nezdinde anormal sayılan ve sosyal hizmet uzmanlarının denetiminde ehlileşecek
ve ‘’iyi’’ ve ‘’ normal’’ olması
sağlanacak bu müracaatçıları anlamak kültürlerini anlamaktan geçecektir. O
halde Akbaş’ın konu üzerine kaleme aldığı bütün makalelerinde belirttiği gibi
sosyal hizmet uzmanlarının sosyolojik düşünmeye açık, modernist projelerin öngördüğü
biçimde, kültürel farklılıkları göz ardı eden ve hakim kültürün norm ve
değerlerini normalleşmenin kıstasları kabul eden bakıştan uzak durup, kültürel
farklılıkları ve sembolleri anlamacı/yorumsamacı bir bakışla ele alması
gerekmektedir.
Çolpan
ERDEM
Sosyal
Politikalar Y. Lisans
*Yar. Doç. Dr. Emrah Akbaş /
''Kültürel Sembolleri Yorumsamacı
Bİr Bakış Açısıyla Okuma ve
Sosyal Hizmet İlişkisi ''
Makalesi Kritiği
''Kültürel Sembolleri Yorumsamacı
Bİr Bakış Açısıyla Okuma ve
Sosyal Hizmet İlişkisi ''
Makalesi Kritiği