2.1. Çocuk İşçiliği
Sorun, Çocuk İşçiliği sorunudur. Çalışmak kavramı çocuk
dünyasında henüz tanışılmamış öğrenilmemiş ve deneyimlemek için fiziksel ve
ruhsal olarak son derece erken bir kavram olduğundan ötürü, çocuk için bir
çeşit zorlama, istismar etme, sürükleme olarak adlandırılabilir. Ayrıca çalışan çocuklar, çocuk hakları ellerinden
alınarak, yaşamları boyunca kendilerini etkileyecek fiziksel ve ruhsal
travmalar yaşamış ve yaşayacak olan çocuklardır. Bu nedenle çocuklukları olduğu
kadar yetişkinlikleri de yara almış çocuklardır.
Küreselleşen dünya, zenginliğini, konforunu, türlü türlü
olanağını adil bir şekilde paylaşamadığından, gelişmiş bir ülkede mutlu
ailesinin yanında çekiştirerek oynadıktan sonra bir köşeye atıp bir daha asla kullanmayacağı
o oyuncağı gelişmemiş bir ülkede yaşayan bir çocuk işçiye yaptırmaktadır. Bütün
dünyanın sessizliğinden anladığımız kadarıyla kabul ettiği bir gerçektir bu, şu an Çin’de bir fabrikada, hatta ben şu an bu
makale üzerine çalışırken gözü yaşlı milyonlarca çocuk çalıştırılmaktadırlar.
Henüz gelişme döneminde olan çocuklar için çocuk emeğinin en
kötü biçimlerde kullanılması pek çok zihinsel, fiziksel, sosyal sorunu ayrıca
ilerideki yaşantılarını etkileyecek olan eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlere
erişememesinden doğacak olan sorunları beraberinde getirmektedir.
Türkiye’nin onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin
1. maddesi, 18 yaşından küçük herkesi “çocuk” olarak tanımlamaktadır.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise, 15-24 yaş grubunu genç işçi olarak kabul
ederken, 15 yaşın altında aile bütçesine katkıda
bulunmak ya da yaşamını kazanmak amacıyla çalışanları “çocuk
işçi” veya “çalışan çocuk” olarak adlandırmaktadır. (Tor, 2010).
Çocuk işçi kavramı
Türk İş mevzuatında 4857 sy İş K. M. 71 uyarınca 06/04/2004 tarihinde
çıkarılan, ÇOCUK ve GENÇ İŞÇİLERİN
ÇALIŞTIRILMA USUL ve ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK’e kadar tanımlanmış değildi. Söz
konusu bu yönetmeliğin 4 . maddesinde;
* Genç işçi : 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış
kişiyi,
* Çocuk işçi : 14 yaşını
bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi olarak
tanımlanarak ILO’nun yaptığı bu ayrım resmi olarak kabul edilmiştir.
Yönetmelikte
çocuk ve genç işçi ayrımlarının bulunması her ne kadar kanun ve
yönetmelik vasıtasıyla Çocuk İşçiyi koruyuc önlemler getirmiş olsa da,
ulusallararası düzenlemelerdeki kavram ve terminolii ile bütünlük sağlamada
zorlukları beraberinde getirmektedir.
2.1.
Türkiye’de Çalışan Çocukların Genel Durumu
Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin
32’nci maddesi, çocuğun “tehlikeli olabilecek ya da eğitimini engelleyebilecek
ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ya da toplumsal gelişimi
için zararlı olabilecek herhangi bir işte çalıştırılmasına” karşı korunma hakkını
savunmaktadır.
Ayrıca İLO ‘nun Temel
Haklarına İlişkin 8 maddesinden bir tanesi Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin yasaklanması
ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesidir.
Söz konusu bu sözleşmeye göre ;
·
Çocukların alım-satımı ve
ticareti, borç karşılığı veya bağımlı olarak çalıştırılması ve askeri
çatışmalarda çocukların zorla ya da zorunlu tutularak kullanılmasını da
içerecek şekilde zorla ya da mecburî çalıştırılmaları gibi kölelik ve kölelik
benzeri uygulamaların tüm biçimlerini;
·
Çocuğun fahişelikte, pornografik yayınların üretiminde veya
pornografik gösterilerde kullanılmasını, bunlar için tedarikini ya da sunumunu;
·
Çocuğun özellikle ilgili uluslararası anlaşmalarda belirtilen
uyuşturucu maddelerin üretimi ve ticareti gibi yasal olmayan faaliyetlerde
kullanılmasını, bunlar için tedarikini ya da sunumunu;
·
Doğası veya gerçekleştirildiği koşullar itibariyle çocukların
sağlık, güvenlik veya ahlaki gelişimleri açısından zararlı olan işler olarak
tanımlanan ‘’En kötü biçimlerdeki Çocuk İşçiliği (madde 3) ‘’, Bu Sözleşmeyi onaylayan her üye ülke
tarafından acil bir sorun olarak yasaklanmasını
ve ortadan kaldırılmasını temin edecek
ivedi ve etkin önlemleri almakla sorumludur (madde 1).
ILO katkısıyla DİE tarafından
gerçekleştirilen Ekim 1999 Çocuk İşgücü Anketi temel göstergelerine
bakıldığında 63,416,000 olarak tahmin edilen Türkiye nüfusunun % 25.4'ünü
(16,088,000 kişi) 6-17 yaş grubu insanlar oluşturmaktadır. Türkiye genelinde
6-17 yaş grubu arasında bulunan 16,088,000 çocuğun içerisinde ekonomik
faaliyette bulunanların oranı %10.2 (1,635,000 kişi) olarak tahmin edilmiştir. (http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/areas/child.htm)
. ILO verilerine göre bu oranlar Ekim 1994 Çocuk İşgücü Anketi sonuçları
ile karşılaştırıldığında, 1994 yılında 6-14 yaş grubundaki çocukların % 8.5'i
ekonomik bir faaliyette çalışmakta iken, Ekim 1999'da bu oran % 4.2'ye
düşmüştür. 5 sene içerisinde
neredeyse %50 civarında bir düşüş gerçekleşmiştir.
TÜİK istatistiklerine göre istihdamda bulunan çocuk
sayısı azalmaya devam etmiş ve 1999-2006 yılları arasında 2. 269.000’ den, 958.000’e
düşmüştür. Unicef Türkiye Çocklarının Durumu Raporu (2011) de de belirtildiği üzere
bu durum 6-17 yaş aralığındaki bütün çocukların %5,9’unun bir tür ekonomik
faaliyet içinde istihdam edildiğini göstermektedir.
DİSK-AR Çocuk İşçiliği 2013 raporunda ise aynı dönemde
Türkiye’nin istihdamdaki çocuk işçiliği
ile mücadelede ivmesini kaybettiği belirtilmektedir. 1994-1999 yılları arasında
istihdamdan çekilen çocuk işçi sayısı yıllık ortalamada 128 bin iken, 1999-2006 yılları arasında yıllık ortalama 74
bin olarak gerçekleştirildiğine dikkat çekilmektedir.
Nisan 2013 TÜİK verilerine göre Ekonomik
faaliyette çalışan 6-17 yaş grubundaki çocukların istihdam oranı %5,9’dur. Bu
yaş grubundaki istihdam oranı 2006 yılı sonuçlarına göre aynı
düzeyde kalırken, çalışan çocuk sayısında 3 bin kişilik artış
gerçekleşmiştir. Çocukların istihdam oranı, 6-14 yaş grubunda %2,6, 15-17 yaş
grubunda ise %15,6’dır. Türkiye genelinde 6-17 yaş grubunda istihdam edilen
çocukların %44,8’i kentsel, %55,2’si kırsal yerlerde yaşamakta olup, %68,8’i
erkek ve %31,2’si ise kız çocuklarıdır.
Kaynak:TÜİK
Çalışan çocukların %44,7’si (399 bin kişi) tarım, %24,3’ü (217 bin kişi) sanayi ve %31’i (277 bin kişi) hizmet sektöründe yer aldı. Sektör bazındaki sonuçlar, 2006 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 8,1 puan artarken, sanayi sektörünün payı 6,6 puan ve hizmet sektörünün payı ise 1,5 puan azaldı.
Kaynak:TÜİK
Çocuk işçiliğinde bir diğer
önemli konu ise ücretsiz aile işçiliği
konusudur. İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev
işlerinde çalışan çocukların sayısı 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006
yılında bu sayı 6 milyon 540 bine ulaşmıştır. 2012 yılı için ise bu rakam
yaklaşık 1 milyon kişi artarak 7 milyon 503 bine yükselmiştir. Böylelikle 5-17
yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) sayısı
8 milyon 397 bine ulaşmıştır. Toplamda
çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999’dan bu yana % 41’den % 56’ya
çıkmıştır. ( DİSK 2013 Çocuk Raporu)
Çolpan ERDEM
YBU - Sosyal Politikalar Yüksek Lisans
Çocuk Koruma Politikaları Dersi
Ankara - Nisan 2013
(Not: Bu çalışma henüz tamamlanmamış bir makalenin ilgili bölümüdür)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder