Bir Kelt Festivali Olarak Shamhain
Tarih Bilimci Nicholas Rogers
Cadılar Bayramını araştırırken ‘’ Bazı Halk bilimcilerin Cadılar Bayramının
kökeninin bir Roma festivali olan
Meyvelerin ve Tohumların Tanriçası Pomona’nın Bayramına ya da Ölüm Festivali
olan Parentalia’a dayandığını düşünse de, eski İrlandacada Yaz mevsimin sona
ermesi anlamındaki Samhain adlı bir
Kelt / Pagan Festivalidir ‘’ diye not
etmiştir
Latince’de Paganus yani ‘’Kırsal
‘’ kelimesinden türeyen Pagan kelimesi, şehirlerdeki insanların öncelikle Hristiyan olmaya başladığı dönemlerde hala
Hristiyan olmayan köylüler için
kullanılan bir sıfat olup zamanla Hristiyan olmayan ile köylü kelimesi
neredeyse eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Günümüzde Putpereslik olarak
yanlış bir algılanmayla karşı karşıya olan Paganizm Hristiyanlar tarafından
sürekli aşağılanmış, İbrahim dinine mensup olmayan kişiler için Pagan kelimesi
kullanılmıştır. Yani pagan kelimesi,
İslam dininde Tanrıdan başkasına tapan anlamına gelen Müşfik ve Kafir
kelimeleri gibi aşağılayıcı anlamlarda kullanılmıştır.
Oysa, doğayı anlayan, doğanın
işleyişine bir dini görüş olarak bakan, ve tek Tanrıya ( Doğa Ana) inanan Paganlar tek tanrılı
dinlerden farklı olarak, pek çok sembol, efsane ve inanışa sahiptiler. Günümüzde Paganizmin ne zaman ortaya çıktığı
konusunda kesin bir bilgeye ulaşılamıyor olsa da; hala tüm tek tanrılı dinlerde Pagan izlerini
görmek mümkündür. Söz konusu bu izlerden en yaygın olanları ise,
·
Dilek ya da ibadet için mum yakmak
·
Uğurlama amacıyla bir kişinin arkasından su
dökmek
·
Suya para atmak
·
Tahtaya binmek
·
Nevruz
·
Hıdırellez
·
Nazar boncuğu
·
Yılbaşı kutlaması ve yılbaşı ağacı süslemek
·
Astroloji ve fal
·
Anadolu Aleviliği
·
Tütsü
·
Astroloji ve Fal
·
Cadılar Bayramı ‘dır.
Paganizmin etki ektiği dinler
arasında KELT Dini (Kent politeizmi) kendine özgü ve son derece zengin bir
mitolojiye sahiptir. Bir Kelt Festivali
olan Samhain’ın kelime anlamı yaz mevsimin bitimi kış mevsiminin başlamasıdır.
Kelt takvimine göre yıl aydınlık ve karanlık olarak ikiye ayrılır. Bu nedenle
Kuzey yarım kürede 30 Ekim- 1 Kasım tarihleri, Samhain festivalinin başlangıç
tarihleridir. Artık karanlık dönemin başlıyor olduğuna inanan Keltler, karanlık
dönemim başlangıcının arifesi günü, diğer dünya ile dünyamız arasındaki kapının
ruhların girebileceği kadar açıldığına inanırlar. O nedenle Samhain’ın kelime
anlamı her ne kadar yaz mevsimin sona ermesi olsa da, aslında Samhain ‘’ölmüş
ruhların Festivalı’ olarak kutlanırdı.
Kaybettikleri atalarının ruhlarının
geleceğine ve kutlamalara katılacağına inanan Keltler, o gecenin ruhlarla
iletişime geçmek için en doğru zaman olduğuna inanırlardı. Bu nedenle, mumlar
yakılır, çeşitli yiyecekler seyahat eden ruhlar için etrafa bırakılırdı. Öte yandan, Meyvelerin ve Tohumların Tanriçası
Pomona’ya bolluk ve bereket için duydukları şükran duygusunu da ifade etmek
üzere etrafa çeşitli yiyecekler
bırakılırdı. Söz konusu bu ritüellerin Cadılar Bayramında kullanılan bal kabaklarının
ve şeker mi şaka mı oyunlarının orijinali olduğu düşünülmektedir.
Dünyamız ve Diğer dünya ile
arasındaki kapının ruhların girebileceği kadar açıldığı bu günde, Keltler iyi
ruhların olduğu kadar kötü ruhların da dünyamıza gelebileceğine inanırlardı. Ölüm Lordu tarafından gönderilen kötü ruhlar
hayvanların vücutlarında can bulabilecek, ürünlere zarar verebilecek ve ürün
stoklarını dağıtabilecek ruhlardır, kostüm ve maskeler bu ruhları kaçıracak
böylece verecekleri zararları engelleyecektir. Bu nedenle de maskeler takarak
ve kostümler giyerek kötü ruhları kendilerinden uzaklaştırmaya çalışıyorlardı.
Bu ritüelin de hala günümüzde devam eden
kostüm giyme ve maske takmanın başlangıcını oluşturduğu düşünülmektedir.
SHAMHAİN FESTİVALİNİN CADILAR
BAYRAMINA DÖNÜŞMESİ
Milattan Sonra 800 yıllarda
Hristiyanlığın kabulünün başlaması ile, İngiliz Klisesi Kelt festivallerini
Hristiyanlaştırmak istedi. Papa 4. Boniface 1 Kasım Gününü ‘All Saint Days’ yani
azizler günü olarak ilan etti ve 31 Ekim
Gecesini Azizler Günü arifesi olarak kutlanılmasına karar verdi. Böylelikle
Kutsal anlamında kullanılan Hallow ile Eve anlamındaki Arife günü birleşerek
‘’Hallow’een’’ kelimesi ortaya çıkmış oldu.
Bilim adamlarının büyük bir
çoğunluğu Papanın Klise tarafından onaylanmış bu kutsal günleri Kelt Pagan
kültürüne empoze etmek için bu kararı aldığı yönünde hem fikirdir. Bundan 200
yıl sonra, milattan sonra 1000’li yıllarda, Klise 2 Kasım tarihini de All
Souls’ yani ruhlar günü ilan edip, ölülerin onurlandırılmalarını emretmiştir.
Böylelikle Klisenin buyrukları ile bu üç
gün, Azizler günü arifesi, Azizler günü ve Ruhlar günü birleşerek Hallowmas (
Azizler Yortusu/ Cadılar Bayramı) olarak anılmaya başlanmıştır.
12.yy’a gelindiğinde artık bu
kutsal günler, Bütün Avrupa’da mecburen kutlanan ve pek çok ritüeli içinde
barındıran bir dini bayrama dönüştü.
Günümüzde Cadılar Bayramında oynanan oyunların, bayram hazırlıklarının ve
bayram esnasında gerçekleşen pek çok aktivitenin oluşması süreç içerisinde devam etti.
CADI TANIMLAMALARI, CADILAŞAN KADINLAR
Binlerce yıl önce, bilimin ve
özellikle tıbbi gelişmelerin olmadığı zamanlarda, insanlar çaresizce amansız
hastalıklara yakalanıyorlardı. Günümüzde çok küçük tedavilerle
iyileşilinebilinecek olan hastalıklar o dönemlerde ölüme kadar gidebilen büyük
hastalıklara dönüşüyordu. O dönemlerde bazı
kadınlar, bitkilerden yaptıkları karışımlar ile insanların acılarını
hafifletebilecek ve hastalıklarının sonlanmasına yardımcı olabilecek ilaçlar
yapmaya başladılar. Bu kadınlara Wise Woman yani bilge kadınlar denilmekteydi.
Hristiyanlık bütün Avrupa’ya
yayıldıktan sonra İnsanların iyileşmesi
için çareler bulan kişilerin ‘’kadınlar’’ olması Ruhban sınıfını
rahatsız etmeye başladı. Klise kadınların insanları iyileştirmesinden son derece rahatsızlık duymaya başladı,
çünkü, eğer bir insan hasta oluyorsa o kişi Tanrı tarafından cezalandırıldığı
için hasta olur inancına sahiptiler.
Ayrıca bir insanı iyileştirmek bir kadın tarafından yapılmazdı. Bu nedenle bu kadınlar Hristiyan
olmamakla, şeytana tapmakla, gizli güçlere sahip olmakla suçlanmaya başladılar.
Özellikle Puritan topluluklarının
sahip olduğu ataerkil inançlar da durumu
gerginleştirmekteydi. Kadının erkeğe itaat etmesi gerekliliğine güçlü
bir şekilde inanıyorlardı. Bir kadının, bir erkeğe nispeten yaradılışından
kaynaklanan nedenlerle, şeytanın hizmetinde çalışması olası görülüyor, aynı
zamanda da doğuştan şehvetli oldukları düşünülüyordu. Cadılık suçlamaları bu
şifacı kadınları köylerine çekilip gizlenmeye itti fakat Klise bu kadınların
şeytana taptığı ve karanlık ruhlarla işbirliği içerisinde olduğu yönünde buyruk
vermeye devam etti. Bu tarz eylemler
içerisinde olan insanların öldürülmesi toplum içerisinde bir korku yaratarak
toplumdaki uyumu arttırıp onları hizaya getirmenin bir yolu oldu. Böylelikle
Klisenin Dini olarak güçlü Erkek egemenliği, toplumdaki zeki ve güçlü olan
kadınları acımasızca yok etmeye başladı.
Zamanla Cadılık Suçlamaları öyle
bir histerik hal aldı ki, en ufak bir farklı davranış içerisinde olan kadınlar
bile cadılık suçlamaları ile diri diri yakılmaya başlandı. Öyle ki hastalıklar,
ölü doğumlar ve düşük gibi ortaçağda çok ciddi oranda yaşanan durumların bile
Cadılar yüzünden olduğuna inanılıyordu. Komşusuna kızan bir kişinin Cadılık
suçlamasıyla öldürtmesi an meselesi olmaya başladı.
Bilinen en önemli cadılık
suçlamaları ve yargılanmalarından bir tanesi Salem Cadı Mahkemeleridir.
Salem
cadı mahkemeleri,
Massachusetts'e
bağlı Essex,
Suffolk ve
Middlesex kontluklarında
Şubat
1692 ile
Mayıs
1693 arasında
gerçekleştirilen ve sonrasında
cadılık ile suçlanan bir
grup insan için sulh yargıçları tarafından yönetilen yerel mahkeme duruşmaları
ile devam eden dinletilere denir.Duruşmalar sırasında birçok kişi yetkililer
tarafından aranmamasına rağmen suçlanmış, 150'den fazla insan tutuklanmış ve
hapse atılmıştır. Duruşmalara bakan iki mahkeme, 29 kişiyi suçlu bulmuş ve
cadılıktan ölüme mahkûm etmiştir. Suçlananlardan on dokuzu, on dört kadın ve
beş erkek, asılmıştır. Suçlananlardan bir adam yalvarmayı reddettiğinden dolayı
ağır kayalar altında sıkıştırılarak idam edilmiştir. En azından suçlananlardan
beş kişi ise hapishanede ölmüştür.
Bir ortaçağ fenomeni olan Cadı
Avı 15th YY ile 18th YY arasında
(Klisenin Cadıların öldürülmesini deklare ettiği 1320 yılından sonra )
gerçekleşmiş olan bir gaddarlık ve
acımasızlık silsilesidir. O dönem içerisinde kaç kişinin Cadılık suçlaması ile
öldürüldüğü bilinmemekle birlikte, 10binlerce insanın cadılık suçuyla
öldürüldüğü tahmin edilmektedir. İlk kez George Orwell haksız suçlamalar
karşısında oluşan zincirleme reaksiyon için Cadı Avı tabirini kullanmıştır. Bu
tabir günümüzde hala toplumda oluşan
algı ile birlikte haksız yere idam edilen, öldürülen, hapse atılan , cezalandırılan
kişiler için kullanılmaktadır.
ÇİRKİN CADILAR, SÜPÜRGELER, KEDİLER
Cadıların çok çirkin olduklarına inanılıyordu çünkü Şeytan
da çirkindi! Cadıların Süpürgeleri
vardı, çünkü aslında şifacı kadınlar olan cadılar, birini iyileştirmeden önce
mutlaka yerleri süpürüyor ve temizlik yapıyorlardı. Kazanları ve kedileri vardı, çünkü kazan
elbette her mutfakta olan bir aletti, Ve kediler de kırsal bölgelerde hemen
hemen her evde !
Erkek egemen Klise tarafından cadılık suçu ile yıllarca
öldürülüp toplumda pek çok açıdan değersizleştirilen ve zamanın gerisinde
bırakılan Modern Zaman kadınları bu nedenle günümüzde Cadılar
Bayramını kutlarken güzel,kendine güvenli, seksi, dişilik unsurunu ön plana çıkaran
kıyafetler giyerek geçmiş yıllarda
yaşanan bu haksızlıklara tepki gösteriyorlar.