18 Kasım 2013 Pazartesi

Komünist Manifesto ve John Lennon


Komünist Manifestoyu, birkaç ay önce tekrar okumamın nedeni, sınıf mücadelelerini ilk kez dillendiren kişinin Marx olup olmadığını anlamak içindi.  Cemil Meriç’in  İlk sosyolog / ilk sosyalist kitabını yeni okumuştum ve Cemil Meriç’e göre sınıf farklılıklarını ilk dile getiren kişi Saint- Simon idi. Şöyle ki, Bir anda Fransa  tüm devlet adamlarını, aristokratlarını, papazlarını, mülk sahiplerini yitirse ne olur? Fransa üzülür, oysa gene Fransa’dır. Lakin, Fransa bir anda 50 fizikçiyi, 50 kimyacıyı, 50 demirciyi, 600 çiftçiyi yitirse ne olur? Fransa Fransa olmaktan çıkar. O halde Fransa’yı Fransa eden endüstriyel insandır. Diyen Simon, aynı zamanda ‘’ La societe c’est la travolo  ( toplum emektir/iştir/ çalışmadır)‘’ da demektedir.

Bu nedenle Komünist Manifestoyu hem yeniden okuyup Cemil Meriç’in iddialarını kontol etmek hem de bilgilerimi tazeleme fırsatına eriştim. Hemen belirtmem gerekir ki, ilginç bir şekilde Saint- Simon’un ve Marx’ın  sınıf farkları ve çalışmaya ilişkin bazı düşüncelerinin kapitalizme yeltendiğini düşündüğüm anlar oldu okurken. Evet düşündüm bunu, sosyalizm kapitalizme doğru ilerlemiş sanki?   Ürperdim ! 

O nedenle Komünist Manifestoyu okurken, sosyalizmin nefret ettiğim kapitalizm ile bir ilişkisi var mı yok mu diye paranoyakça hislerle okudum. Sosyalizmde var olan üretim araçlarının ortaklığı, komünizmde sınıfsız ve mülkiyetsiz  bir toplum hayaline bırakmıştır kendini. Lakin sosyalizm ile kapitalizm arasında kalan Komünizm, doğasını korumak için direnirken aldığı/ alacağı yaralardan ne ölçüde kurtulabildi, doğasını ne derece koruyabildi? Bu tahmini yapmak benim için oldukça zor. Ekonomi bilmem ben.

Benim bildiğim, Sevgili John Lennon’ın bestelediği ‘’ İmagine’’ şarkısı komünizmin hayali, bu şarkı nedeniyle vurulup öldürülmesi de Avrupa’da dolaşan hayalettir, ve o hayalet kapitalizmin ta kendisidir!

Cennetin olmadığını hayal et 
Denersen eğer, bu kolay 
Altımızda cehennem yok 
Üstümüzdeyse sadece gökyüzü var 
Hayal et bütün insanların 
Bugün için yaşadığını... 
Hiç ülke olmadığını hayal et 
Bunu yapmak zor değil 
Uğruna ölecek, öldürecek bir şey yok 
Ve 'öldür' diyen inanç ta yok 
Hayal et bütün insanların 
Barış içinde hayatı yaşadığını… 

Bir şeye sahip olmadığını hayal et 
Yapabilir misin merak ediyorum? 
Hırsa ve açgözlülüğe gerek yok 
İnsanların kardeşliğini 
Hayal et, bütün insanların 
Tüm dünyayı paylaştığını… 

Bana hayalci olduğumu söyleyebilirsin 
Ama bu dünyada tek hayalci ben değilim 
Umarım bir gün sen de bize katılırsın 
Ve dünya tek vücut olarak yaşar 



Çolpan ERDEM

17 Kasım 2013 Pazar

şimdi sessiz bir an olsun...


şimdi sessiz bir an olsun.
pencereye konan kuşlar, bakmasınlar yüzüme,
ölüm geldi çattı,
neşesini Sinan'ın,
güzel gözlerini,
derinliği yok etti ve de.

şimdi sessiz bir an olsun ki
her gözümü kapadığımda,
o anı düşünmeyeyim.

düşmesin,
yukarısı çok yüksek
aşağısı zindan,
toprağın altı
üstüne çıkmış
sen düşerken...

şimdi sessiz bir an olsun
sesini unutturmasın bana rüzgar
öyle uğultulu
esmesin!

şimdi sessiz bir an olsun
duyulmasın çığlığın.
kulaklarım patlasın
duyulmasın ....

24. günü bugün, gidişinin,
boğazımda bir düğüm gibi sessizliğin
yutkunsam acırım
acıdı mı diye canın...








1 Kasım 2013 Cuma

CADILAR BAYRAMI RİTÜELLERİ, YEMELERİ, İÇMELERİ


Jack-o'-lantern


Cadılar Bayramı’nda her yeri süsleyen bal kabaklarının hikâyesi İrlanda’dan. Yüzyıllar öncesine dayanan halk hikâyesinin ana karakterinin adı Jack. Yıllarca Şeytan’a oyunlar oynayarak kandıran Jack öldüğünde yaptıkları nedeniyle cennete kabul edilmiyor. Hayli kızgın olan Şeytan da onu cehenneme almak istemeyince Jack arafta kalıyor. “Peki karanlıkta nasıl gideceğim” sorusunun üzerine Şeytan yolunu görebilmesi için Jack’e cehennemin alevlerinden aldığı hiç sönmeyecek bir köz veriyor. Jack de bu közü oyduğu bir turpun içine koyuyor. İnanışa göre Jack o günden beri ebedi istirahate erebileceği bir yer bulmak amacıyla elindeki fenerle dünyayı dolaşıp duruyor.


       Sudan Elma Çıkarma
Bu oyun gecesi için İrlanda’da Snap Apple Night Denmektedir. Derince bir kabın içine su konup, içerisindeki elmaları sadece dişlerin kullanımıyla almaları gerektiği bir oyundur. 
      Cadılar Bayramında oynanan bazı oyunlar geleceği görmeyle ilgilidir. Elma kabuğunun uzun ve tek bir şerit halinde kesildiği Geleneksel bir İskoç oyunu vardır. Kabuğun bir kişinin omuzuna atılır ve kabuğun omuzda aldığı şeklin gelecekteki eşinin baş harfi olduğuna inanılır.


Geleceği Görme 

      1900lü yıllarda büyük bir keyfle oynanan diğer bir geleceği görme oyunu ceviz kabuğu oyunu idi. İnsanlar dileklerini beyaz bir kağıdın üzerine süt ile yazıp sonra o kağıdı katlayıp ceviz kabuğuna yerleştiriyorlardı. Sonrasında ceviz kabukları ısıtılıyor ve kağıdın üzerindeki yazılar kahverengileşip bazı sembollere dönüşüyorlardı. Bu semboller kağıt üzerinden kesilip tabaklara yerleştiriliyor , bu sembolleri bir parça buz ile karanlık odada tutan kişinin dileklerinin gerçekleşeceğine inanılıyordu.
       Dolar (Para) : Varlık, zenginlik
       Düğme : bekarlık
       Yüzük : Evde kalma
       Çamaşır mandalı : Fakirlik
       Pirinç : Evlilik
       Şemsiye: Seyahat
       Kazan : Bela, Sorun 
       4 yapraklı yonca: şans
       Halka : Erken evlilik

Korku Dolu Geceler 
Korku Hikayeleri anlatmak, korku filmleri izlemek ve korku oyunları oynamak Cadılar Bayramı partilerinin vazgeçilmezlerindendir. Mumlar , maskeler, garip ses efektleri gibi hazırlıklar yapılarak evlerde korku filmleri izlemeye geceleri düzenlenir.

  Cadılar Bayramı Yiyecekleri 

Cadılar Bayramı kutlamanın kökeni ürün toplama zamanlarından geldiği için , Elma şekeri ve karamel en önemli simgelerindendir.







Bir diğer simge yiyecek ise İrlanda mutfağından Barmbrack denilen meyveli kektir. Bu kek pişirilmeden önce içine yüzük ya da para yerleştirilir ve bulan kişinin Gerçek aşka kavuşacağına inanılır








Bunların yanı sıra, patates, mısır ve kabak çekirdeğinden elde edilen yiyecekler de son derece yaygın olarak cadılar bayramında tüketilmektedir.