11 Haziran 2013 Salı

Kültür Endüstrisi, Yandaş Medya ve Acun !



Yer: Amerika
Mekân: Evin Salonu
Zaman: Akşam
Oyuncu: Çok şişman / obez /  saçları dağınık hafif uzun/ asosyal  bir erkek
TV’de show programı izler, elinde kumanda varken bir yandan bira içerken bir yandan cips yemektedir.

Son derece gürültülü olan bu programı hiç kalkmadan izleyen genç adam, televizyonla arasında yaklaşık 1buçuk metre olan mesafedeki koltukta otururken kendisini hep arka plandan görürüz.  Allı pullu pırıltılı kıyafetli bir sürü insanın spot ışıkları altında alkış kıyamet bir şeyleri alkışlaması, bağrış çağırışı ve ödül kazanması filandır hikâye. Fakat baş roldeki genç adam, kanalı hiç değiştirmeden izlemeye devam etmektedir. Bir yaşlı anne gelip kendisini koltuktan kazırcasına kaldırmak isterken fark ederiz ki, saatlerce orada oturmaktadır.
Bu öykü, üç kuruş kazanmak için akşama kadar eşekler gibi çalışmış orta sınıf asosyal kent insanının sıradan bir gecesini anlatır görüntüde. Bir gün o pırıltılı sahnede, o milyonları, hiçbir özelliğe sahip olmadan kazanacağına olan inancıyla izler o programları. Gözünü kamaştıran onca şey vardır. Ve hiçbir zaman sahip olamayacağı milyonlarca paralar…

Derken bir gün hayatımıza ACUN (1)  diye biri girer. ACUN, birkaç sene, televizyonda bir yarışma programında kutu açtırır  . Milyonlar,  televizyondaki kişinin kutu açmasını izlerken, hayat akıp gider diğer bir yandan. İyi ve son derece kötü pek çok konu başlığı oluşuyorken hayatta, insanlar açılan kapanan ve şansı yaver giderse çok zengin olan insanları izlerler....

Bir girişimcilik dehası olarak bile adlandıramayacağımız TV programları, insanları amaçsızca karşısına geçip saatlerce kilitlemek için, kültürün benzeşmelerini yaratmak, kültürü kendi çaresizliğinde yaşayan bir insan kitlesi yaratarak her birini kontrol altına almak için harika bir yoldur.

İnsanların ihtiyaçları doğrultusunda sunulur her şey.  Çöpçatanlık, din, siyaset gibi konularda programlar hiç bitmez. Hangi siyasi parti, hangi dini görüş, hangi ülke, hangi din olursa olsun, bitmez. Biz televizyonu izler, anlatılanları dinler, birkaç kez karşı çıktığımız şeyler olsa bile, her şeyi kabul ederiz.  İletişim araçlarından olan telefonda, yanıt hakkımız, soru sorma hakkımız varken, Televizyonda, radyoda, gazetede gördüğümüz, okuduğumuz dinlediğimiz  her şeyi doğru kabul ederiz bir süre sonra.

Günümüzde her şeyi birbirine benzeten kültür,  tüketiciye sınırlandırabileceği hiç bir şey bırakmaz (2), bizzat kendisi sınıflandırır ve asla hayır diyemeyeceğiniz şekli ile sunar.
Çünkü herkes ( kendiliğinden! ) önceden bir takım göstergelere göre belirlenmiş düzeyine göre uygun davranmalı ve kendine denk düşenine yönelmelidir(3).   
Kültür, bir endüstri olarak tüketici memnuniyetini sağlamada,
Bir politik duruşta insanları sorgulamaktan uzaklaştırmada ve galeyana getirmede,
Bir vahşi kapitalizmde satış primlerinin durmadan artmasında,
Kısaca hep bir ürün pazarlamasında kendisini göstermektedir.
Bu nedenle kültür bir endüstri ,yani kültür bir satış stratejisidir.
Bugün yalan dolan fikirlerini medyanın gücüyle satan bir politikacı ile iphone bilmem kaç numarayı satan kişi arasında bir fark yoktur.


Düşünmemesi, sormaması, sorgulamaması gereken toplum için bir ACUN yaratmakta son derece ehildirler hükümetler.
Kutu açtırır, adaya götürür, pop star hop star yarışmaları düzenler. Her biri spekülatörler dolu meraklandırıcı pek çok hikaye yaratır. Yarattırılır. 


Her ne kadar hepimiz aslında belgesel (!)izliyor olsak da, uzun uzun dram izlemek isteyen bir topluluk da vardır.  Kutu açtırıp milyoner olan kişiyi o milyoner yerine kendini koyar ya,
dram izleyiciler de   ‘ohhh benden daha kötüleri de varmış’ der . Ahh ne zavallı insanlardır onlar, şükürler olsundur! diye düşünüler.

Kültür endüstrisi bugün, facebooktur, Evlen benimle programıdır, alışveriş siteleridir, Acundur. Facebook;  ''big brother watching you !’' dur (4). Big brother burada facebooktur. Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsanız facebook sizi ele geçirmiştir.

 ''Big brother'' alışveriş siteleridir. 40 liraya gördüğünüz o ceketi almanız 40 saniye sürmemektedir.
 ''Big bother ''  yandaş medyadaki devlet gözüdür, iktidarlar öncelikle  habercilik etiğini kültür endüstrisinin çarklarında un ufak ederler/ etmeye yeltenirler. Çünkü medya  en yakın dost  olabileceği gibi en azılı düşman da olabilir eğer kontrol altında tutulamazsa.  Vahşi kapitalizmin gözümüze soka soka bize aldırdığı İphone'ların,   GEZİ Parkı protestocularının
 (5)  örgütlenmesindeki üstün başarısı bir kez daha düşünülmesi gereken bir konudur bu nedenle. 

 Acunlar, çok çok ağır  dramatik programlar, kadınlara yönelik aptallaştırıcı programlar,  yandaş Medyalar ve kapitalizm oyun kurucunun takımına ilk sıralarda alacağı aktörler olacaklardır. Takım üyelerinin her biri başarılarına başarı katacak, Televizyonlar karşısında hayranlıkla kendilerini izleyen kişi sayısını her geçen gün arttıracaktır. 
Tüketicinin gücünden aldığı gereksinim artık yerini  tüketiciye hissettirilen gereksinime bırakmıştır. 
Big Brother artık Big Big Brother olmuş, kültür  endüstriyel  bir kavram niteliğini kazandığı TV çağından sonra , günümüzde internetle birlikte sosyal bir enkaz olarak topluma  kan kusmaya başlamıştır.


Çolpan ERDEM
Haziran 2013- Ankara 



1  ACUN ILICALI: 2000’li yıllarda Türkiye’de milyonları TV karşısına çeken 10’larca yarışma programının yapımcısı ve sunucusudur. Ülkede gerçekleşen pek çok siyasi gündemde, terör saldırılarında bile programları devam etmiş sadece Başbakanın annesini kaybettiği gün programına bir günlük ara vermiştir.
2  Theodor  W. ADORNO, Kültür Endüstrisi
3  Theodor  W. ADORNO, Kültür Endüstrisi
4  Big Brother Watching You ( Büyük Birader Seni İzliyor). George Orwell tarafından yazılan 1984 isimli kitapta geçen imge ve aynı zamanda sistem. Büyük birader ülkedeki tüm vatandaşları izlemektedir ve sisteme aykırı davranışları olduğu tespit edilenler cezalandırılmaktadır. İnsanlar devamlı gözetlenip ve cezalandırılıp psikolojik baskı altında tutulurlar.

5)  28 Mayıs 2013 tarihinde Taksim’de bulunan Gezi Parkında, bir proje kapsamında ağaçların sökülmesine karşı çıkan gruplar tarafından başlatılan gösteriler, kısa sürede iktidara karşı ülke çapına yayılan protestolara dönüşmüştür. 

2 yorum:

Adsız dedi ki...

ilginc bir yorum ama kendi icinde celiskili. facebook yada sosyal medyalar big brother oldugu kadar demekki konrol altinda tutulmadigi sürece bir big big brother olarak kücük kardesleri kontrol edebilen bir arac. yani adornonun elestirisi gezi parki olaylarinda göstermistirki internetle beraber gelen sürecte artik herkes bilincsiz yada manipülatif tüketiciler degildir...

Adsız dedi ki...

Mehmet ALi,

Medya, artık kendi duygularını ve hayatını yönlendiremeyen insanların tüm gün mesai yapıp işten çıkıp aşk, ihanet, sevgi, nefret gibi duyguları bir dizi saati süresinde yaşayıp gece yatağa girerken daha huzurlu, çocuğuna bakarken yada eşini severken baş rol oyuncusu gibi oynayıp, uyuduğunda ise o gün yaptıklarını düşünecek ihtiyacı olmamasını sağlayan buna toplumları yöneten profesyonel sporlar, yarışmalar, medya ne derseniz durumunu karşılayan olaya rastgelir.