2 Aralık 2012 Pazar

Deli Kuştan Sofia Hatuna Övgü




Deli kuş Dubliner olmak için can ata dursun, kendisi ile Sofia arasında oluşan o senli benlilik büyük bir hızla devam etmekte. Eskişehire gider gibi Sofia'ya gidilir mi anacım? Gidiliyormuş demek ki...

Benim ilk yurt dışı seyahatimdir Sofia. Yıllar önce ilk geldiğimde gerçekten çok sevdim burasını. Sofia mitolojide Goddess of Wisdom( bilgelikler tanriçası) demekmiş. Deli kuş bilgiyi, bilmeyi, bilgeliği sever, önünde saygıyla eğilir, hatta diz çöker. Hele ki bir kadınsa bu bahsi geçen bilgelik örneği, sadece şehrine böyle bir ismi layık görmüş bir vatanın topraklarında olmak bile yetmez mi der.
Sofia bir aşk kadını olsa ancak bu kadar olur diye düşünürüm hep. Aşk ve bilgelik yan yana ne kadar da hoş durur. Şehir pek çok kültürü barındıran bir şehir olmasıyla da büyüleyicidir benim için. Rusya etkisi şahane masalsı kliseler, Roma yapıtları, osmanlı yapıtları, kocaman kocaman meydanlar, devasa binalar, avrupanın en yeşili seçilecek kadar çok parklar bahçeler. Hemen arka sokaklarında pazarlar, çingeneler, kominizm zamanından kalma yerin dibinde marketler, ve heykeller heykeller heykeller.. Doğu avrupa ülkeleri içinde kendi içimde bir sıralama yapsam, Sofia, Budapeşte ve Prag diye sıralardım ben.  Viyanayi göremedim, görür görmez listemi update ederim.

Sofia bir ilk bahar şehridir. Yeşil cıvıl cıvıl ve aşk dolu olmalıdır. Sokaklarında yeteri kadar insan olan bu şehrin popülasyonu bana göre çok çok yerindedir. O korkunç kalabalıklı şehirlerin gürültüsü ve üstünüze üstünüze gelmesi yoktur. Yemekleri çok çok çok güzel, kahve ve pastaları harika aşçılara yaptırırlar. Mezeleri ve mastikaları üzerine söz söyleyeni vurmalı. 

Deli kuş geçen yıl buraya baharda geldi, içi dışı her yeri bahardı. Aynı oteli ayarladı, hani şu çatı katında muhteşem odası olan. Fakat madem mevsimlerden kış olmuş, kış gelmek için direnip durmuş, tam da o ilk bahar havasını yeniden hissetmek istediği odanın önüne geldiğinde , vazgeçip başka bir oda bulmuş kendine deli kuş. Önüne geçtiği duyguları değil, kabul ettiği mevsimin artık kış olduğuymuş. 
Sofia kışta da güzelmiş ya, çatı katında gökyüzüne açılan kocaman pencerenin camına çıtır çıtır dökülen yağmurun sesi, damla damla aksın ve şehre karışsınmış. 
Ey aziz Sofia! Ruhundaki bilgelikten azcık da bizlere düşer mi diye yollara düşenlere adamakla ruhunu , ne de iyi etmişsin. Yağmur, gökyüzü ve ışık seninle olsun! 

Aralık 2012
Sofia
Ç. 

Hiç yorum yok: